AYM: Erişim engelleme kararları basın ve ifade özgürlüğünün ihlali
129 habere ilişkin verilen erişimin engellenmesi kararları hakkında içtihat niteliğinde ihlal kararı veren AYM, haberleri erişime engellenen yayın organlarına 8 bin 100'er lira tazminat ödenmesini kararlaştırdı
Anayasa Mahkemesi (AYM), aralarında Gazete Duvar, Diken, Sol.org.tr, BirGün, Artı Gerçek ve tarımdanhaber sitelerinin bazı haberleri ile Çiğdem Toker'in Cumhuriyet gazetesinde yayımlanan bir köşe yazısının bulunduğu toplam 129 URL adresine getirilen erişim engelleri hakkında verdiği ihlal kararının gerekçesini açıkladı.
Sulh ceza hâkimliklerince verilen erişim engelleme kararlarıyla ilgili yapılan dokuz bireysel başvuruyu konu yönünden hukuki irtibat nedeniyle tek bir dosyada birleştiren AYM, Anayasa'nın 26 ve 28. maddelerinde yer alan ifade ve basın özgürlüğü ile 40. maddede güvence altına alınan etkili başvuru hakkının ihlal edildiğine hükmetti.
AYM Genel Kurulunun 27 Ekim 2021 tarihinde oy birliğiyle aldığı “pilot karar,” Resmi Gazete’de 7 Ocak 2022 tarihinde yayımlandı. Kararın tam metnine bu bağlantıdan erişilebilir.
AYM, içtihat niteliğindeki “pilot kararında” 5651 sayılı Kanun’un 9. maddesinin değiştirilmesi gerektiğine hükmetti. Mahkeme, “Söz konusu maddenin ifade ve basın özgürlüklerinin korunmasına ilişkin temel güvencelere sahip olmadığı ve bu nedenle ihlalin doğrudan kanundan kaynaklandığı sonucuna varılmıştır” ifadelerini kullandı.
Sulh ceza hâkimliklerince verilen hiçbir kararda adil bir denge gözetilmediğini tespit eden AYM, şikâyet konusu internet yayınlarının kişilik haklarını ilk bakışta anlaşılabilecek ve apaçık bir şekilde ihlal etmiş olduğunun nasıl tespit edildiğinin anlaşılamadığını kaydetti.
Erişimin engellenmesi kararlarına itirazları değerlendirmekle görevli sulh ceza hâkimliklerinin kararlarında da benzer durum görüldüğünü belirten AYM, “İtiraz mercilerinin kararları, yeknesak bir şekilde, ilk derece mahkemelerince verilen kararlarda hukuka aykırılık bulunmadığı ve bu sebeple de itirazın reddedildiğini bildiren bir cümleden ibaret gerekçelerden oluşmaktadır. Dolayısıyla itiraz konusu erişimin engellenmesi kararlarının ilk bakışta ihlal doktrinine uyumluluğu değerlendirilmemiş, başvurucular tarafından erişimin engellenmesi kararlarının kaldırılması talebiyle sunulan dilekçe ve eklerinde yer alan iddialar incelenmemiş, ileri sürülen itirazlar değerlendirmeye alınmamıştır” dedi.
“Erişim engellemesi var ceza soruşturması yok”
Sulh ceza hâkimliklerinin kararlarında basının görev ve sorumluluklarına uymadığı yönünde somutlaştırılmış tespitlerinin de bulunmadığına dikkat çekilen kararda, engellenen haberlerden herhangi biriyle ilgili olarak bir ceza soruşturması ve kovuşturması açılmadığına değinildi.
Yapılan değerlendirmenin ardından AYM ihlal kararını şu ifadelere dayandırdı: “Somut başvurulara konu haberler belirsiz bir süre için engellenmiş görünmektedir. İlgili ve yeterli gerekçe olmadan tedbir mahiyetinde alınan bu tür kararların süresiz etki göstermesi nedeniyle ifade ve basın özgürlüklerine yapılan müdahalenin orantılı olmadığı değerlendirilmiştir.”
AYM kararında, erişimin engellenmesinin başvurulacak son çare olması, alternatif başka yaptırımların belirlenmesi, kararlara yönelik istinaf ve temyiz hakkının verilmesi, alınacak kararlarda denge tutturulması gibi kriterler tek tek sayıldı.
Kararın örneği TBMM’ye gönderildi.
TBMM düzenleme yapana kadar bir yıl süreyle AYM önündeki başvuruların değerlendirilmeyeceği de hüküm altına alındı.
“Dosyaların bekletilmesi ihlali ağırlaştıracak”
Bilişim hukuku uzmanı Prof. Dr. Yaman Akdeniz, AYM kararını Expression Interrupted için değerlendirdi. Prof. Dr. Akdeniz, AYM’nin 5651 sayılı Kanun’un 9. maddesinde yapısal sorunlar tespit ettiği için aldığı kararın içtihat niteliğinde olduğunu söyledi.
Ancak yasama organı tarafından düzenleme yapılıncaya kadar AYM’nin 1 yıl boyunca bu alanda yapılan başvuruları bekleteceğini anımsatan Akdeniz, bu durumun ihlalin boyutunu ağırlaştıracağını belirtti: “AYM söz konusu maddede yapısal sorunlar tespit ettiği için yasama organın ‘Anayasa’ya uygun değil’ sonucuna vararak değişiklik yapması lazım.
Yasama organı söz konusu maddeyle ilgili bir değişiklik yaptığı takdirde yapılan bu değişiklik geçmişe doğru ilerlemeyecek.
Ancak AYM ihlal kararında, ‘Resmî Gazete’de yayımlandığı tarihten itibaren 1 yıl boyunca yasada değişiklik yapılana kadar önümde bekleyen başvurulara bakmayacağım, bekleteceğim’ diyor. Dokuzuncu madde kapsamında yapısal sorun teşkil eden birçok başvuru var.
Başvurusunu benim yaptığım, 2015 tarihli bekleyen dosyalar var mesela AYM önünde. Bunlar yıllardır AYM önünde bekliyor, bu kararla birlikte beklemeye de devam edecek. Dolayısıyla değişiklik yapılıncaya kadar bu dosyaların bekletilmesi ihlali ağırlaştıracak.
Yani karar önemli gibi gözüküyor fakat incelemenin durdurulması sorunlu.”
Prof. Dr. Akdeniz, AYM tarafından tespit edilen yapısal sorunun, erişim engelleme kararlarıyla ilgili yapılan yüzlerce başvuru açısından geçerli olduğunun altını çizdi:
“AYM’nin tüm başvurularda derhal ihlal kararı vermesi lazım. Bu karar doğrultusunda sulh ceza hâkimliklerinin de erişim engelleme kararı almaması lazım.”
Akdeniz ayrıca, sekizi haber toplam dokuz başvurunun birleştirilmesiyle alınan kararda, birleştirilen başvuruların “siyaseti en az rahatsız edecek seviyedeki haber konularından oluştuğunu” söyledi: “Birleştirilen dosyalarda erişim engellemeyi kimler talep etti diye baktığımızda, siyaseti en az rahatsız edecek seviyedeki haberlerin konusunun incelendiğini görüyoruz.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, eski Bakan Berat Albayrak, eski Başbakan Binali Yıldırım gibi isimlerin yaptığı engelleme başvuruları birleştirilmemiş.
AKP aleyhine yapılan haberler bu başvuruda birleştirilmemiş.
Dokuz başvuru birleştirilmiş ama şu an AYM önünde bekleyen benim bildiğim 300 dosya mevcut.”